ATİK Business Club Card ve Size Sağlayacağı Avantajlar >>> Dünyanın 78 Ülkesinde ve Ülkelerin kendi şehirlerinde 179 ATİK Uluslararası Başkanlıkları ve ATİK Partner Kuruluşları Business Club Üyelerine her alanda büyük fırsatlar sunuyor.
ATiK Tanıtım Videosu
Sosyal Bir Hastalık ”Tecessüs ya da Günah Hafiyeliği” ATİK Başkanı Aziz ŞAHİN’in Yazısı

Mü'minlerin biribirlerini sevmelerinin rahmet ve berekete vesîle olacağı, aksinin ise hüsran ve felâketlere yol açacağı gerek Kur’ân-ı Kerim ve gerekse hadîs-i şeriflerde çok açık bir şekilde bildirilmiştir. Tarihte misâlleri / örnekleri, hem müsbet hem de menfi açıdan gözardı edilemeyecek ve burada da sayıp dökülemeyecek kadar çoktur.

 

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim'de buyuruyor ki: “Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin). Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, (ahirette de mü'minlere) rahmeti bol olandır." (1)

 

Hakikat bu iken, maalesef bugün, mü'minin ayıbı-günahı, hatası-kusuru üzerinde iz sürmek, hafiyelik yapmak İslam toplumlarında âdeta bir hastalık hâlini almıştır. Oldukça ciddi hîle ve tertiplerle, mü'minler arasında olması gereken ülfet-ünsiyet ve muhabbet yok edilmeye çalışılmaktadır. Yapılan tertiplerin başında, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, “günah hafiyeliği” ve buna benzer halleri teşvik gelmektedir. 

 

Böylece mü'min, kendi kusurlarından çok din kardeşinin günahlarıyla meşgul olmakta; kardeşine karşı tecessüste nefis ve şeytanla mesâi arkadaşlığı yapmak gibi çok kötü ve tehlikeli bir ortaklığın içine düşmektedir. Oysa tecessüs, iki tarafı da keskin bir kılıç gibidir. Kimi zaman mahrem dünyaların kapılarını parçalar sert darbelerle… Kimi zaman hata ve kusurları örten perdeleri, ayıpları setreden düğmeleri açar titreyen parmaklarla... Yani ne sosyal ne ekonomik, nemekanik ne de elektronik dünya fark etmez onun için. Ve gün gelir tecessüs, mütecessisin kendisini mahveder, helak eder!

 

Tecessüsün ardından da, maalesef dedi-kodu ve gıybet seansları ile korkunç bir kul hakkı alanına dalınmakta ve büyük vebâller yüklenilmektedir. Halbuki hepimizin bildiği üzere kul hakkı, şehidin bile ödemeden yakayı kurtaramadığı çok tehlikeli bir günahtır. Zira her türlü tevbe ve istiğfar dahi yapılsa, o kuldan özür dileyip helâllik alınmadığı takdirde, kul hakkı affedilmez. Binâenaleyh o kişi, âhiret hayatında mutlaka onun cezâsını çeker.

 

Avrupa Ticaret ve İşbirliği Konseyi ATİK internet sitesi ASEL Kurumsal Hizmetler tarafından yapılmıştır.
Copyright © 2015 ASEL A.Ş.